Bu yazı, 09.05.2011 tarihli Yeni Akit Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
19 yaşında bile değildi daha…
Ama onun uykularını kaçıran sebep bu değildi.
Bu yüzdendir ki tanıdık biz onu, bu yüzden şahit olduk kalbindeki tartılamaz imana, bu yüzden her birimize kardeş, evlat oldu; sevgisi aşınmadı, eskimedi üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen… Furkan! Peygamber’in kucağına buyur ettiği çocuk, bizlere şehadetin kokusunu tattıran çocuk, gülen gözlerindeki buğuyla Allah’ı anlatan çocuk, merhamet timsali duyarlı çocuk, kendine müminlerin acılarını dert edinen çocuk, fedakâr çocuk, cesur çocuk…
Bizler çocuklarımızı, kardeşlerimizi internetten, oyunlardan toplamaya çalışırken, çocuklarımız gençliklerini bilgisayar başında heba ederken, hatta onlar iki rekât namaz kılmaya üşenirken, ümmetin derdiyle hemhal olan 19 yaşında bir çınar vardı tanımadığımız… Sabah namazlarına arkadaşlarını kaldırır, onların kendilerinden vazgeçmelerine elvermezdi gönlü…
Öyle cömertti ki gül çocuk; biri üzerindeki bir şeyi beğendi mi tereddüt etmez, çıkarır verirdi.
Furkan! Ömrünü, kendini, hayatını Rabbe adayan çocuk…
Furkan! Rabbin seçtiği çocuk…
Furkan! Koşarak Efendimiz’in kucağındaki tahtına kurulan çocuk, Efendimiz’in kokusu üzerine sinmiş çocuk…
A.Serra OKUTAN 02.05.2011 |